Cehennem
Yazar | Dan Brown |
---|---|
Yayınevi | Altın Kitaplar |
Kitap Türü | Yabancı Romanlar |
Yıl | 2016 |
Sayfa Sayısı | 576 |
Okunma Sayısı | 2067 |
Cehennem Kitap Özeti
Hatıralar... dipsiz bir kuyunun karanlığından yüzeye çıkan kabarcıklar gibi yavaşça canlandı.
Peçeli bir kadın.
Robert Langdon kan kırmızısı suların köpürerek aktığı bir nehrin karşı kıyısından ona baktı. Kadın, kıyının uzak bir yerinde, örtüsünün altına gizlenmiş yüzü ve vakur tavrıyla karşısında kıpırdamadan duruyordu. Elinde, ayağının dibindeki ceset denizinin onuruna kaldırdığı, mavi bir tairıia bezi tutuyordu. Her yerde ölüm kokusu vardı.
Kadın, Ara, diye fısıldadı. Bulacaksın.
Langdon, kadın sanki bu sözleri kafasının içinde söylüyormuş gibi duydu. Kimsin sen? diye bağırdı; ama sesi çıkmadı.
Kadın, Zaman daralıyor, diye fısıldadı. Ara ve bul.
Langdon nehre doğru bir adım attı; ama suyun, dibi görünmeyecek kadar derin ve kan kırmızısı olduğunu gördü. Bakışlarını yeniden kadına çevirdiğinde, ayaklarının altındaki cesetlerin iki katma çıkmış olduğunu fark etti. Şimdi yüzlercesi vardı, belki de binlercesi... Bazıları hâlâ hayattaydı; acıyla kıvranıyor, akla gelmeyecek ecellerle ölüyorlardı... Ateşlerde yanıyor, dışkının içine gömülüyor, birbirlerini yiyorlardı.
Langdon karşı kıyıdan gelen acı dolu feryatları duyabiliyordu.
Kadın sanki yardım ister gibi, narin ellerini uzatarak ona doğru yaklaştı.
Langdon, Kimsin sen?! diye bağırdı.
Kadın, bunun karşılığında uzanıp yavaşça peçesini kaldırdı. Çarpıcı derecede güzel olmasına rağmen, Langdon ın tahmin ettiğinden daha yaşlıydı; altmışlarında olabilirdi, tıpkı zamansız bir heykel gibi vakur ve güçlüydü. Sert bir çene yapısı, anlamlı gözleri, omuzlarına bukleler halinde dökülen uzun, gümüş grisi saçları vardı. Boynunda lacivert renkli bir nazarlık taşıyordu: sütuna sarılmış tek bir yılan.
Langdon, kadını tanıdığım hissetti. Ona güvendiğini. Ama nasıl? Neden?
Şimdi kadın, yerden tepetakla çıkarak, kıvranan bir çift bacağı işaret ediyordu. Beline kadar baş aşağı gömüldüğü anlaşılan zavallı bir ruha ait olmalıydı. Adamın solgun uyluğunda çamurla yazılmış tek bir harf vardı: R.
R mi, diye düşündü, emin olamıyordu. Robert taki gibi mi? Bu... ben miyim?
Kadının yüzünden hiçbir şey anlaşılmıyordu. Ara ve bul, diye yineledi.
Kadın birdenbire beyaz bir ışık yaymaya başladı... gittikçe parlaklaşıyordu. Tüm vücudu sarsılarak titreşti ve sonra şiddetli bir patlamayla binlerce ışık parçasına ayrıldı.
Langdon haykırarak uyandı.
Oda aydınlıktı. Yalnızdı. Havada keskin bir ilaç kokusu vardı ve bir yerlerdeki makine, kalbinin ritmiyle bipliyordu. Langdon sağ kolunu hareket ettirmeye çalıştı; ama derin bir sancı ona engel oldu. Bakışlarını indirdiğinde, koluna serum bağlandığını fark etti.
Nabzı hızlanınca makineler de daha hızlı biplemeye başladı.
Neredeyim? Ne oldu?
Başının arkası korkunç bir ağrıyla zonkluyordu. Baş ağrısının kaynağını bulmak için dikkatlice uzanıp tepesine dokundu. Keçeleşmiş saçlarının dibinde, kurumuş kanla kaplı yaklaşık bir düzine dikiş, kabarıklar halinde eline geldi.
Geçirdiği kazayı hatırlamak için gözlerini kapattı.
Hiçbir şey. Tam bir hiçlik.
Düşün.
Sadece karanlık.
Langdon ın hızlanan kalp monitörünün harekete geçirdiği doktor üniformalı bir adam telaşla içeri girdi. Gür bir sakalı, posbıyığı ve kalın kaşlarının altında, derin ve şefkatli bakan gözleri vardı.
Langdon, Ne oldu? diyebildi. Kaza mı geçirdim?
Sakallı adam parmağını dudağına götürdü ve aceleyle dışarı çıkıp koridordan birine seslendi.
Langdon başını çevirdi; ama bu hareketi tüm kafatasına yayılan bir ağrıyı tetikledi. Derin nefesler alarak ağrının geçmesini bekledi. Sonra çok yavaş ve sistemli bir şekilde içinde bulunduğu steril ortamı inceledi. Hastane odasında tek yatak vardı. Çiçek yoktu. Kart yoktu. Eşyaları şeffaf bir plastik torba içinde, yanındaki tezgâhın üstüne konmuştu. Her yerinde kan vardı.
Tanrım. Çok kötüydü herhalde.
Daha sonra başını yavaşça yatağının yan tarafındaki pencereye çevirdi. Dışarısı karanlıktı. Geceydi. Camda tek görebildiği kendi yansımasıydı: kül rengi bir yabancı, solgun ve yorgun, tüplere ve kablolara bağlanmış, tıbbi cihazlarla çevrelenmiş.
Koridordaki ses yaklaşınca bakışlarını odaya çevirdi. Doktor, yanında bir kadınla dönmüştü.
Kadın, otuzlu yaşlarının başındaydı. Üzerinde mavi doktor üniforması vardı, sarı saçlarını yürürken arkasında sallanan bir atkuyruğu şeklinde toplamıştı.
İçeri girerken Langdon a gülümseyerek, Ben Dr. Sienna Brooks, dedi. Bu gece Dr. Marconi yle birlikte çalışıyorum.
Langdon hafifçe başını evet anlamında salladı.
Uzun boylu ve çevik bir kadın olan Dr. Brooks, bir atlet gibi kendinden emin adımlarla yürüyordu. Üzerindeki biçimsiz üniforma ince bedeninin zarafetini saklayamıyordu. Langdon ın görebildiği kadarıyla yüzünde makyaj olmamasına rağmen cildi, dudağının üstündeki minik ben dışında pürüzsüzdü. Açık kahverengi gözleri, kendi yaşındaki birinin nadiren karşılaşabileceği derin bir tecrübe edinmiş gibi, alışılmışın dışında etkileyiciydi.
Yanma otururken, Dr. Marconi İngilizceyi pek konuşamaz, dedi. Kabul formunuzu benim doldurmamı istedi. Yeniden gülümsedi.
Langdon hırıltılı bir sesle, Teşekkürler, dedi.
Dr. Brooks bir işkadını edasıyla, Pekâlâ, dedi. İsminiz nedir?
Biraz düşündü. Robert... Langdon.
Dr. Brooks, Langdon ın gözüne ışıklı kalemini tuttu. Mesleğiniz?
Langdon bu bilgiyi daha yavaş hatırladı. Öğretim üyesi. Sanat tarihi... ve simgebilim. Harvard Üniversitesi.
Dr. Brooks şaşkınlıkla bakarken ışığı indirdi. Kalın kaşlı doktor da onun kadar şaşkın görünüyordu.
Siz... Amerikalı mısınız?
Langdon, Dr. Brooks a anlam veremeyen gözlerle baktı.
Cehennem Kitabının Konusu Nedir?
Dan Brown
Ne zaman bir şeyden vazgeçseniz, vazgeçtiğiniz o şey size geri gelir.Murphy
Cehennem Kitap İncelemeleri
Cehennem kitabı Dan Brown isimli yazarın en popüler kitaplarından birisidir.
576 sayfaya sahip olan bu kitap okurlarının karşısına birbirinden ilginç konularla çıkıyor. 2016 yılında Altın Kitaplar tarafından basıma girmiştir.
Kitap şimdiye kadar 2067 kişi tarafından okunmuştur. Bu kitaba ait yorumlarınızı yaparak kitabın bilinirlik oranını artmasına yardımcı olabilirsiniz.
Sizde Bu Kitaba Yorum Ekleyin
Korkmayın! Mail adresiniz gözükmeyecek.
2 Yorum
Nurdan Durgun
20/03/2020 15:00
Bu kitap muhteşem.
Berkay Ak
20/03/2020 19:26
Şimdiye kadar okuduğum en iyi kitap.